
Erişkin yaş ve sonrasında göğüsün vücut konturlarına göre arzu edilenden büyük ve sarkık olması makromasti olarak tanımlanır. Puberte çağında görülen iri göğüsler virjinal hipertrofi veya gigantomasti olarak adlandırılır. Virijinal hipertrofide göğüs volümünü glandüler hipertrofi oluştururken, premenapozal dönemde görülen iri memelerde glandüler atrofi ve yağlanma ön plandadır. İri göğüsler; kontur bozukluğu ile kozmetik kusur yaratırken, omuzda çökmelere, göğüs altında dermatitlere neden olur. Bölgesel hijyenin sağlanması zorlaşır. Analjeziklere cevap vermeyen sırt ağrıları olur. Postür bozuklukları görülür. Servikal artiritler ile brakial pleksusta nervus ulnaris innervasyonuna uyan sinirlere bası nedeniyle elde 4 ve 5. parmaklarda ağrı ve uyuşukluk gibi yakınmalar olur. Bu yakınmaları ortadan kaldırmak için göğüs küçültme ameliyatları yapılır. Meme küçültme ameliyatlarında esas, meme başını kanlanma ve duyusunu bozmadan, olması gereken yere taşımak, meme volümünü vücut ölçülerine göre arzu edilen miktara indirmek ve simetrik meme yapmaktır. Dermal pedikülle meme başı transferi orta büyüklükteki göğüsleri küçültmek için kulanılır. 1500 gr.’a kadar doku çıkarmayı gerektiren iri memelerde pediküllü yöntemler tercih edilir. 1500 gr’dan daha fazla doku çıkarmayı gerektiren iri memelerde estetik ise meme başı, meme amputasyonundan sonra serbest greft olarak uygulanır. Bu yöntemden sonra kadınlarda süt verme şansı tamamen ortadan kalkar. Meme başı duyusu kaybolur. Her iki tedavi yönteminde de meme başı etrafında sirküler ve meme altında ters T şeklinde yara izi kalır. Pediküllü yöntemle yapılan meme küçültme operasyonundan sonra meme duyusu bozulmaz, süt verme şansı ise kısmen azalır. Meme küçültme ameliyatlarının en önemli komplikasyonu hipertrofik skar şeklinde izlerin kalmasıdır. Bu komplikasyonun görülme oranı %70’dir. İzler esmer insanlarda daha çok, sarışın ve beyaz tenli insanlarda daha kabul edilir görünümdedir.
Leave a Reply